15 Aralık 2009 Salı

Ratatouille (Bir farenin anatomisi)

Faşizmin sembolü "Hitler" ve tarihe damga vuran sözlerinden biri; "Birgün, tüm yahudileri öldürmediğim için bana küfredeceksiniz". Bu nasıl bir kin, nasıl bir düşmanlıktır? Tüm işkence, eziyet ve fiziksel darpın yanı sıra yahudileri içten içe sarsan bir diğer hususta "pis fare" olarak adlandırılmaları idi. Derler ya hiçbir yara dil kadar acıtmaz. (bkz: orhan baba:dil yarası) Adamlar and içmiş taa o günlerden; "biz de yahudi isek size fareleri sevdircez anasını satayım" demişler,,




2. dünya savaşı bitmiş, Yavaş yavaş doğrultmaya başlamışlar bellerini. Adamlar zeki de tabi ayrıca çalışkan ve stratejikler. Birgün bi uyanmış çocuklar yeni güne, t.v de ne görsünler,, Jerry adında, tom kedisi tarafından asla yakalanamayan -ki zaten kimsenin de yakalanmasını istemeyeceği kadar- tatlı mı tatlı, şirin mi şirin bir fare!! (tesadüfmü!?!) Hedef kitle seçiminde ki mükemmelliğe bakarmısınız! Eğer bir düşünce biçimini, geleceğe, o günkünden farklı bi tanımlamayla taşımak isteseniz, buna nerden başlarsınız? Elbette çocuklar!! Saf, temiz ve değer yargıları oluşma aşmasında olan çocuklar, "pis fare" lakabını unutturmanın ötesinde "fare" hayvanına sempati oluşturmayı amaçlamış yahudi kitlesi tarafından biçilmiş kaftan. Ve yıllarca Jerry kaçtı tom kovaladı!

Yıllar ardı ardına yıllandı sonra "bil"en biri çıktı "artık "bil""işim çağındayız herkes "bil"gisayar kullanmalı" dedi. Ne mi oldu? Herkes bilgisayar edindi. Fırsattan istifade yahudi beyni, dururmu, tıkır tıkır işledi. Bir cihaz üretti, adını gizlemekten çekinmedi. "MOUSE". (Tesadüfmü!?!) En sonunda, zamanında işitmekten bıktığı o hakareti tüm dünyanın "eline verdi"(bkz: al eline dola beline). Güzel bi "kapak" şekli.




Son tango: Ratatouille. Bir animasyon filmi. Sevimli ve züppe bir farenin yemek yapma aşkı olarak tanımlanabilir öz'ünde. Fare bedeninde canbulmaktan sıkıntılı, tek hayali yemek yapmak olan, beklendiği gibi tatlı ve sevecen, Remy (başroldaki fare (tesadüfmü!?!)), Gusteau (insan) adında ünlü bir aşçının hayranıdır. Yaşadığı evin çatısından mutfağa indiği esnada t.v de gusteau'nun öldüğünü öğrenir ve büyük bir hüzne kapıldığı sırada ev sahibesi tarafından fark edilir. Evinde fare gördüğü anda şoka giren kadın, babadan kalma çifteliyi kaptığı gibi tüm fareleri def eder (evi de harap). Gusteau'nun yemek kitabını alarak can havliyle kaçan remy ailesini kaybeder ve hayranı olduğu gusteau'yla hayali diyaloğa geçer nihayetinde de mutlu sona varacak bir hikaye başlar.

Farklı bir tad, farklı bir etki ve başarılı bir yapım kesinlikle. Sabahları yatarken bu filmi açar izleyerek uyurum (hayır cümlede çarpıklık yok, ben bazen geceleri değil sabahları yatarım!) İmkansıza yaşayan fare, gerçekleşen hayaller cezbetmekte belkide benliğimi. Bir canlının tüm dezavantajlarından sıyrılıp devler ülkesinde yaşama savaşı. İnsan görünümlü fareler için güzel, örnek betimleme!!

başardın lan yahudi, seviyorum fareleri,, (Yahudiler de, düşmanları da; "umrumda değilsiniz")




Filmden etkileyen replikler;

** Gusteau: Kimsenin size, geçmişinize bakıpta, sınırlarınızı söylemesine izin vermeyin. Tek sınırınız kendi ruhunuz!!

** Remy: Hani derler ya "ne yiyorsan o sundur" ben sırf iyi şeyler yemek istiyorum ama babama kalsa
     Remy'nin babası: Yemek yakıttır, tanka ne koyduğun konusunda titiz davranırsan sonunda motoru dağıtırsın, şimdi kapa çeneni ve çöpünü ye,,
   
** Remy: İnsanlardan nefret etmem gerektiğini biliyorum ama onlarda bişey var, sırf yaşamaya devam etmiyorlar, keşfediyolar, üretiyolar...

** Gusteau: İyi yemek; tadabildiğiniz  ve koklayabildiğiniz müzik gibidir.

** Gusteau: Etrafınız mükemmellikle çevrilidir, tadını çıkarmak için bunun bilincinde olmalısınız...

**  Gusteau: Geride bıraktıklarına odaklanırsan önünde seni bekleyen şeyleri asla göremezsin!! Hadi çık ve etrafa bak!!!

3 olağanüstü yorum!:

utquality dedi ki...

Söylediklerin gayet açıklayıcı ve doğru noktaları bir hayli fazla ancak gelecekte olabileceğinden çekindiğimiz farazi yaklaşım sonucunda bir ırkın yok olmasını istemek ne derece doğru bilemiyorum,, dediğin gibi stratejik, kilit noktalarda onlar var fakat neden orda olduklarını sorgulamak yerine tembellğimizden arınabilseydik bizlerde çok farklı noktada olabilirdik -dünya standartlarında-. "Hiçkimsenin sırf senden daha fazla çalıştığı için senden daha iyi olmasına izin verme" der söz,, izin vermişiz bi kere!!

Dalgaları Aşmak dedi ki...

izlediğin en keyifli animasyonlardan biriydi ve çok ta güzel yorumlamışsınız :)

utquality dedi ki...

Teşekkürler,,