20 Aralık 2009 Pazar

Her şey yolunda, gidenler dışında!

Her şey yolunda; gidenler dışında! Kalanlar, iyi edecekse, iyiyim ben! Artık bir çocuk gibi gülmüyorum, sanki biraz daha ağırlık oldu hayat! Anlamaya, anlatmaya biraz daha uzağım! Dünyayı kurtarmak yerine, kıyısında oturmak daha huzur verici geliyor. Gereksiz sorular sormuyorum, şirinlik yapmıyorum. Dudak kenarlarımda beliren çizgiler, saçlarıma düşen beyazlarla daha zor oluyor!


Kalanlarla avunmak teselliyse eğer, iyiyim ben!
Başım ağarmıyor, ayaklarım kokmuyor, her gün de traş oluyorum üstelik! Sabahları erken gidiyorum işe ve erken dönüyorum eve! Belki inanmazsın, artık kahvaltı bile yapıyorum! Giysilerimi sağa sola gelişigüzel atmadığımı görseydin keşke...
Kalemlikte duran kalemi, yeniden kalemliğe koymayı sonunda başardım, aldıklarımı geri vermeyi öğrendim, gidişine boyun büktüğüm gibi, bağrıma kocaman bir taşı, ağır bir ızdırapla basışım gibi...

Bazı şeylerin insanın elinde olmadığını öğrendim! İnsan kabullendiği şeylerin, kendisinden kopuşunu düşünemiyor bazen! Gün gelip de, ayrılık vakti geldiğinde ise hiçbir zaman başına gelmeyecek acıyı yaşıyor. Evet, bu, gidişin depresif ruh halini, yükleyerek yaşamanın ilk adımıdır. Kocaman bir panik, bedene, bir ahtapot gibi, tüm kollarıyla sarılmış bir şaşkınlık, çıldırtan bir korku ve en dilsizin suskunluğunu geride bırakacak sessizlik hali...

Her şey yolunda; gidenler dışında!
Kalanlar, iyi edecekse, iyiyim ben!
Artık bir çocuk gibi gülmüyorum, sanki biraz daha ağırlık oldu hayat! Anlamaya, anlatmaya biraz daha uzağım! Dünyayı kurtarmak yerine, kıyısında oturmak daha huzur verici geliyor. Gereksiz sorular sormuyorum, şirinlik yapmıyorum. Dudak kenarlarımda beliren çizgiler, saçlarıma düşen beyazlarla daha zor oluyor!

Bir kuyu vardı, çok derin! Nasıl biliyor musun? Sanki yüreğimi o kuyunun dibine atıp, üzerine beton dökmüşüm. Kımıldıyor sürekli! Sanki elleri kolları var yüreğimin o kuyu içinde! Kuyudan çıkmak için sürekli betona vuruyor. Her yerini kanatıyormuş gibi...

Ama hiç mi ümidini yitirmeyecek!
Hiç mi vazgeçmeyecek,
Hiç mi unutmayacak,
Hiç mi gidişi, bitişi vazgeçmeyi kabullenmeyecek!
Hiç mi?

Daha çok susuyorum, varlığımı hissettirmeden insanlara, alıyorum soluğumu! Daha kaderciyim, daha sağcı, daha solcuyum ve daha insancı! Kimseyi kırmıyorum artık, işe gidiyorum, geri dönüyorum. Bir günlüğüm var bilirsin, yazıp yazıp duruyorum, durup durup, duruyorum ve durdukça anlıyorum, anladıkça boynum biraz daha düşüyor önüme. Düştükçe kuyudaki yüreğim betona vuruyor.

Her şey yolunda; gidenler dışında!

"Orhan TURAN"

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------

  Bağladıklarım ve bağlandıklarımın yansımalarıyım kainatın hakikatinde. Gidenlerin bıraktıklarıyla yaptığım muharebede sahip olduğum ganimettir; "keder". Güdülerim, paranoya kılıçlarını çekmiş taarruzda. Geleceğim yorgun, baktığı aynalarda. Parmaklıklar arasında bir sima, müebbet vurgunu. Dilim aciz tercüman, ruhumun çığlığına!!

755B0E8C691701A9BC227AA028C4B4472C3E740D

2 olağanüstü yorum!:

Özgür dedi ki...

Bazı şeyleri kaybetmeden önce değişmek gerekiyor. Yoksa her gidenin arkasından değişir durur insan...

Dalgaları Aşmak dedi ki...

Anlatacak çok şeyi vardır belkide , konuşması kar etmediğinden, işte o yüzden daha çok susmayı seçmiştir.